Home / News / YAZARLAR / Yusuf Süzer / Ashab-ı Kiram ve Sünnet – Hadis İlişkisi -3
islam devleti default

Ashab-ı Kiram ve Sünnet – Hadis İlişkisi -3

SAHABELERIN SÜNNETE  OLAN DÜŞKÜNLÜĞÜ Şimdi kısada olsa sahabelerin yaşadıkları toplumda sunneti nasıl ele aldıklarını inceleyelim; Sahabeler, Resulullah (sav)’in emirlerine son derece bağlıydı. Abdullah bin Abbas ra. tarafından yapılan bir rivayette, o sırada henüz Müslüman olmayan Ebu Süfyan’ın, Sahabelerin bu bağlılığını şu sözlerle ifade ettiğini ifade etmektedir: “Resulullah (sav), eğer onlara yiyip içmeyi terk edip açlıktan ölmelerini emretse onu da yaparlar.” (Abdurrezzak, Musannef, 5:376.) Bu hususta Enes b. Mâlik (r.a) şöyle demektedir: “Bizler, Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) yanında bulunur, ondan hadis dinler ve daha sonra kalkıp bunları ezberleyinceye kadar kendi aramızda müzâkere ederdik. Yine Ebu Cüreyc Câbir bin Süleym de Sahabelerin Resulullah’a bağlılıklarını şu sözlerle ifade etmiştir: “İnsanların görüşüne göre hareket ettikleri, tek kişi gördüm. (Ashabı Kiram) Peygamber ne söylese uyuyorlardı.” (Ebu Dâvud, Libas: 25) Ashabın sünnete olan bağlılığına bir başka örnek olarak  şu kısayı anlatabiliriz.Peygamber (s.a.v.) namaz kılarak Müslümanlara rehberlik etmiş, “Beni nasıl namaz kılıyor gördüyseniz siz de öylece namaz kılın diye buyurmuştur”. (Buhârî, Ezan 18-60; Darimî, Salât 42; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V. 56)   Ebu Eyyub el-Ensarî ra. Medine valisi Mervan bin Hakem’e, namazları sünnet olan vakitten geciktirdiği için muhalefet ediyordu. Onun muhalefet sebebini bilmeyen Mervan, bunu sorduğunda ondan şu cevabı aldı: “Ben Hazreti Peygamberi namaz kılarken gördüm. Sen ona uyarsan, ben de sana uyarım. Sen ona muhalefet edersen, ben de evime dönerim (seninle namaz kılmam).” (Taberânî, el-Mu’cemii’l-Kebîr, 4:18) Abdullah bin Mesut ra.şu  sözüyle sünnete uymanın önemine işaret etmiştir “Amelsiz söz fayda vermez. Niyetsiz söz ve amel fayda vermez. Söz, amel ve niyet, sünnete uygun değilse yine fayda vermez” (İbn Receb el-Hanbelî, Câmiü’l-Ulûm ve’l-Hikem, s. 10) Bir başka örnekte  Usame bin Zeyd ra. yaşlandığı halde, Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmaya devam ediyordu. Hizmetçisi, bu yaşlı halinde niçin bu günlerde oruç tutmaya devam ettiğini sorunca ondan, “Resulullah’ın bu günlerde oruç tuttuğu” cevabını aldı. (- Dârimî, Savm: 41; Ebû Dâvud, Savm: 60 ) Acılarının had safhaya ulaştığı bir zamanda Habbab bin Eret ra, Resulullahın tavsiyesine bağlılığını şöyle ifade etmiştir: “Resulullah bize ölümü temenni etmeyi yasaklamamış olsaydı, şüphesiz ölümü temenni ederdim.” Ashab-i Kiramın Resul sav’in sünnetine bu kadar riayet ettiklerini  ve İslamı sünnetten ayrı sadece vahiy eksenli görmediklerine yaşadıkları  hayatları ile kanıtlamışlardır. Onlar hayatlarına bina ettikleri İslamı  hiç  bir zaman Resul sav’den ayrı  bir din olarak algılamamışlardır. Ve İslamı Rasul sav’den nasıl görmüşselerse o şekilde hem yaşamış  hem de ileriki zamanlara taşımışlardır.  Allah Resûlü’nden (sav) sonra Sahabe ve Tâbi’în döneminde sünneti öğrenme adına muhtelif şehir ve beldelere hadis yolculukları yapılmıştır. Çeşitli İslâm beldelerindeki ilmî merkezler ve bu merkezlerde muallimlik yapan sahabelerle onların yetiştirdiği tabiin vesilesiyle sünnet ve hadisler iyice yayılmıştır. Sahabe, Tâbi’în ve Etbâ’u’t-Tâbi’în döneminde pek çok kişi sadece bir hadis dinlemek veya dinlemiş olduğu bir hadisi zabtetmek, herhangi bir Sahabeyle karşılaşıp yanında kalmak veya ondan hadis almak amacıyla uzun mesafeler kat etmiştir.  İmam Evzâ’î şöyle demiştir: “Bizler hadisler duyar ve bunları dirhemlerin sarraflara arzedilmesi gibi hadis erbabı dostlarımıza arzederdik. Onların bildikleri hadisleri alır, terk ettiklerini de terk ederdik.” “el-Cerh ve’t-Ta’dîl”,  Ebu’l-Âliye ise şöyle demiştir: “Bizler Basra’da iken Resûlullah’ın ashabından bize rivayetler ulaşırdı ki, oraya (Medine’ye) gidip bu hadisleri onların dilinden duymadıkça rahat etmezdik.” “Muka

Ayrıca...

islam devleti default

Ashab-ı Kiram ve Sünnet – Hadis İlişkisi -2

Allah Resûlü’nün hükümlerinin bağlayıcılığını ifade eden bazı ayetler ise şöyledir: “Allah ve Resûlü, herhangi bir …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir