Home / News / OKUYUCUDAN / Makale / Suriyeli mülteciler üzerinden insanlığa bakış imtihanımız / Deniz Özdemir
yazar

Suriyeli mülteciler üzerinden insanlığa bakış imtihanımız / Deniz Özdemir

Suriyelilere mülteciler dediğimiz kadar acaba asıl mülteci olan bizler miyiz?

Onlar canlarını, bizler de insanlığımızı kaybettik.

Ölen suçsuz insanlar,  kundaktaki çocuklar ölen körpe bedenler bizden neyi aldı, insanlığımızı mı?

Neyi paylaşamadık, Allah’ın yeryüzünü mü?

Neyin hakkını talep ettik, bizim olmayan yeri mi, önceden atalarımız nerden geldi bunu hiç düşünen oldu mu? Bizler hiçbir şey bilmezken bizleri şereflendiren İslam değil miydi?

Bizi bu denli etkileyen neydi? Kağıt üzerinde çizilen sınırlar mı, yoksa bayrak üzerinde oluşturulmuş ayrılıkçı düşünceler mi?

Ne oldu bize! İnsanlığın bittiği bir toprak, bizleri temizlemeye gücü yeter mi?

Yahudiler, Ruslar, Amerikalılar yanı başında yaşayıp ve üstelik içine ajan olarak sızanlara neden hiç sesin çıkmaz.

Evsiz, barksız insanları neden bu kadar horlarsın, muhtaç oldukları için mi veya yoksul olup çöplerini temizledikleri için mi?

Nedir bu nefretin!

Ruslar, Amerikalılar seni bu denli rahatsız etmez!

Otelleri, pavyonları, kumarhaneleri, lüks ticari yerleri olduğu için mi?

Aslında bozulan sen misin, yoksa Suriyeliler mi?

Senin bu bakış açınla toplumun refah seviyesine ulaşacağını mı sanıyorsun!

Son zamanlarda yoğunlukla bilerek, yalan, iftiralar ile Suriyeliler üzerine dışlayıcı söylemler oluşmaktadır. Bu tür olayların baş mimarları ırkçı Kemalist kesimler ve halkın çok az bir kesiminden oluşmaktadır.

Bir Suriyelinin işlediği suçu kasten tüm Suriyelilere mal eden bir zihniyet var. Amacı birliği bitirmek, kendisi için siyasi alan yaratmak. Çünkü onlar da biliyor, Müslümanlar arasındaki birlik ırkçı, faşist zihniyetin işine yaramaz.

Suç işleyen her Suriyeliye kapıyı gösterip canların kıyıldığı, lime lime edildiği ölüm yurduna göndermek istiyorlar. Ey zalim sen ne ile besleniyorsun, içinde taşıdığın koskocaman organ ne ye yarıyor. Sen ne ara böyle oldun, senin kalbin ne zamandan beri sadece organları çalıştırmaya yarıyor, sevgiden mahrum insan.

Yaşadığı topraklar üzerindeki bakışı çok farklı, yüzeysel bir bakış açısı. Yaşadığı topraklar olaylar işlenmiyor diye bakmakta, olaylara bakarken ırksal olarak bakmaktadırlar. Suçları işleyen Türk vatandaşı olsun sorun olmazken, Suriyeli oldu mu suç.

Sistem içi fikirler bizleri o kadar etkiledi olaylar karşısında fikir üretemez olduk, sistemin bize zorla verdiği düşünceler ile bakmaya başladık. Bu ise: vatan, devlet, parçalanmışlık üzerinden hatta çoğu zaman Ayetler ve Hadislerden dahi fazla etki etmeye başladı.

Aramıza koyulan kavmiyetçilik fikri bizleri bu hallere düşürdü.

Oysa tarihte Müslümanlar toprak, yer demeden hepsi bir devlet için savaşıyordu, o da İslam devletiydi. Çanakkale savaşında çok sayıda Suriyeli şehit oldu.

Neden bu kadar ayırıldık, parçalandık?

1923’de çizilen sınırlar yoksa zihnimize de mi çizildi.? Hesap gününde Allah (svt)  karşısına çıktığımız zaman, ırkın bir özelliği olacak mı.?

Allah (svt) ayetinde: “ Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız  O’na itaatsizlikten en fazla sakınanızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır. (Hucurat:13) diye buyurmaktadır.

Neden bu kadar sahiplendin senin olamayacak toprakları, ölünce toprak olmayacak mısın, arkandaki nesille neden böyle bir düşünce bırakıyorsun?

Allah (svt) ayetinde demiyor mu müminler kardeştir.

Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan  korkun ki rahmete eresiniz. (Hucurat:10)

Sen ne ile besleniyorsun, neyden ilham alıyorsun.

Ortalama 80 yıl yaşayacağın topraklar, seni neden bu kadar sahiplendirir.

Allah (svt) ayetinde demiyor mu mülk benim.

Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır; dönüş de ancak O’nadır. (Nur:42)

Yıllarca kardeşlik bağı kuvvetli olan Hilafet Devleti bu bağ ile ayakta durdu. Ne zaman fikri kavmiyetçilik girdi aramıza fitne ateşi o zaman düştü. Bakış açımız o kadar daraldı ki sadece kendi yaşadığımız toprakları bir hayat nizamı olarak kabul ettik, oysa İslam bizim için bir hayat bakışı olması gerekirdi.

İslam’ın verdiği yüksek fikri liderlikten uzaklaşıp, adeta yerlerde çer çöp olduk. Tüm olaylara kavmiyetçilik, menfaatçi bakışları ile baktık.

Oysaki İslam tüm virüslü fikirlerden arındırıp, temizlemiştir.

“Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”(Buhari)

 

Deniz Özdemir

Ayrıca...

bu-ramazan-ayi-hilafetsiz-gecen-son-ramazan-olsun

Bu ramazan ayı hilafetsiz, buruk geçen son ramazan olsun

İslam, hayat dolu bir nizamdır. Onda durgunluk, diğer dinlerdeki gibi kapalılık söz konusu değildir. Hayatın …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir