BATI ÜLKELERİNE HİCRET ETMEK (GÖÇ)


GELECEK İSLÂM'INDIR

 

Bazı kimseler; Batının İslam’a karşı giriştiği iğrenç hamle ve saldırısının İslam’ın nurunu söndüreceğini ve yeniden doğacak olan güneşini perdeleyeceğinin zannına kapılabilirler.

 

Bazıları da; zorbacı hücumun, kin dolu lisanın ve Batının ağzında belirip te kalbinde gizlediğini açığa çıkaran ‘terörizm’ teriminin Müslümanların kararlılıklarını gevşetip zayıflatacağı,  vakıayı ihsaslarını körelteceği ve izzete ve nusrete olan şevk ateşlerini söndüreceği sanına kapılabilirler.

 

Yine bazıları da; şerrin karşısında hayır gibi kelimelerin ve fundemantalizm/taassupçu/aşırı dinci ve terörizm gibi niteliklerle  -İslam fikrinin derinliğine ve risaletinin doğruluğuna rağmen-  Müslümanların akidelerine olan güveni yerinden oynatıp sarsacağını, ümmetlerinin şanı ve şerefi için çalışanların varlıklarını sallayıp titreteceğini zannedebilirler.

       

Şüphesiz,  bu ve bu seviyedeki v.s zanlar vakıanın, Kitabın ve Sünnetin tekzip ettiği sırf evhamlardır.

 

Vakıa Müslümanların tekrar dinlerine döndüklerini,  İslam’ı yönetime,  devlete ve hayata geri getirmeyi arzuladıklarını ve halifeye biat etmek,  topraklarını kurtarmak ve haklarını geri almak için yanıp tutuştuklarını söylüyor.

       

Hâlbuki Batı, ideolojisiyle,  fikriyle, nizamıyla, top ve tüfeğiyle Müslümanları dinlerinden saptırma, akidelerinden uzaklaştırma noktasında aciz kaldığı gibi Müslümanların dostluk ve sevgilerini kazanma noktasında da aciz kalmıştır.

 

Evet,  bütün bunlar zaferin belirtileri ve İslam güneşiyle aydınlanacak olan istikbalin alametleri değil midir? Yine bunlar, İslam’ın avdetinin emareleri ve ümit edilen nusretin göstergeleri değil midir?

 

Ey Müslümanlar!

Sizi daha çok çalışmaya ve sabru-sebat etmeye davet ediyoruz.  Zafer;   sizin dostunuz,  istikbal,  sizin istikbalinizdir.

 

Allahu Te'ala şöyle buyurdu:

 ياأيها الذين آمنوا إن تنصروا الله ينصركم ويثبت أقدامكم     “Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder,  ayaklarınızı sabit kılar.” (Muhammed 7)   

الذين أخرجوا من ديارهم بغير حق إلا أن يقولوا ربنا الله ولولا دفع الله الناس بعضهم ببعض لهدمت صوامع وبيع وصلوات ومساجد يذكر فيها اسم الله كثيرا ولينصرن الله من ينصره إن الله لقوي عزيز    “Onlar,  başka değil,  sırf "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir.  Eğer Allah,  bir kısım insanları diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi,  mutlak surette,  içlerinde Allah'ın ismi bol bol anılan manastırlar,  kiliseler,  havralar ve mescitler yıkılır giderdi.  Allah,  kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder.  Hiç şüphesiz Allah,  güçlüdür,  galiptir.” (El-Hac 40)

 

Ahmet,  Müsned'inde Nu’man İbn-i Beşir’den şöyle dediğini rivayet etti:

تكون النبوة فيكم ما شاء الله أن تكون ثم يرفعها إذا شاء أن يرفعها ثم تكون خلافة على منهاج النبوة فتكون ما شاء الله أن تكون ثم يرفعها إذا شاء الله أن يرفعها ثم تكون ملكا عاضا فيكون ما شاء الله أن يكون ثم يرفعها إذا شاء أن يرفعها ثم تكون ملكا جبرية فتكون ما شاء الله أن تكون ثم يرفعها إذا شاء أن يرفعها ثم تكون خلافة على منهاج النبوة ثم سكت   “Biz mescitte Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vasellem ile beraberken -Beşir fazla konuşmayan bir kimse idi- Ebu Sa’lebe El Hasani çıkageldi. Ve dedi ki; “Ey Beşir İbni Sad sen Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vasellem ’in emirleri (yöneticiler) hakkındaki hadisini biliyor musun?”

Hemen Huzeyfe atıldı ve;  “Ben onun sözünü en iyi bilenim.” dedi.  Daha sonra Ebu Sa’lebe bir yere oturdu.  

Huzeyfe sözüne devam ederek şöyle dedi: Allah Subhanehu ve Teala’nın Rasulü Sallallahu Aleyhi Vasellem şöyle buyurmaktadır:

“Aranızda nübüvvet Allah’ın dilediği kadar kalacak sonra kaldırmak istediği zaman onu kaldıracaktır. Daha sonra nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Allah onu kalmasını dilediği kadar bırakacak sonra onu kaldıracaktır.  Sonra ısırıcı bir hükümdarlığa dönüşecektir. Allah’ta onu dilediği kadar bırakacak sonrada kaldırmayı murat ettiği zaman kaldıracaktır.  Daha sonra o diktatörlüğe dönüşecek Allah onu dilediği kadar bırakacak.  Sonra onu kaldıracaktır. Sonra nübüvvet metodu üzere Hilafet kurulacaktır.” Sonra Rasulullah sustu...”

 

--- SON ---